Saraylara, köşlere, camilere, türbe ve han gibi yapıların duvarlarına oturtulan maket ev görünümündeki kuş evleri, Osmanlı da hayvan sevgisi ve haklarının bir göstergesidir.
Peygamber efendimiz (S.A.V.), Sevr Dağı’ndaki mağarada iken, mağara girişindeki ağacın üzerine konan bir çift güvercinin burada yuva yaparak yumurtladığı, böylece müş¬riklerin kuşkulanmamasını sağlayarak Peygamberimizin kurtarıcısı olmuşlardır. Güvercin, aynı zamanda Nuh Tufanı’nın da müjdecisidir.
Anadolu’daki bilinen en eski ve orijinal kuş evi Çankırı’dadır. Çankırı Belediyesi Dr.Rıfat Urga Araştırma Merkezinde sergilenen, tesadüfen bir evin çatı katında bulunan ve Şeyh Bahattin’e ait ve tarihi bakımdan çok önemli Vakfiyeye göre, Çankırı Kalesi eteklerinde yaralı, aç kalan kuşların kışın sakatlanan hayvanların bakımı, onların yiyecek ihtiyaçlarının karşılanması için kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Ömer ‘in (ra) “Dağlara buğdaylar serpin. Müslüman ülkede kuşlar aç demesinler.” sözünü düstur edinen ve ekibin içinde bulunmaktan gurur duyduğum Çankırı Gönüllüleri ve Çankırı Genç İHH, #YemEvi projesi ile zorlu kış şartlarında yiyecek bulamayan kuşların yemlenme ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Hazırlanan plastik yem evlerini şehrin muhtelif noktalarına asıyorlar. Projenin mucidi Çankırı Genç İHH başkanı Mehmet Özdemir kardeşimi ve ekibini çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.