Dün Çerkeş’te ardı ardına yaşanan depremler bir kez daha, Çankırı’da yapılacak kentsel dönüşümleri, depreme hazırlık kapsamında düşünmemiz gerektiğini gözler önüne sermiştir. Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunan şehrimiz için özellikle Kırkevler ve Yeni Köy projeleri depremsel dönüşüm olarak planlanmalı ve ivedilikle sonuçlandırılmalıdır.

Çankırı’da Hükümet Konağı tartışmaları tam gaz sürüyor. Peki yeni Hükümet Konağı Kırkevler’emi yapılsın eski otogar arazisine mi yapılmalı. Bu konuda uzunca bir süredir konuya uzman dostlarımla sohpetler ediyorum. Böylesi bir projenin ya yeni bir yerleşim arazisine yapılarak bölgeye katma değer üretmesi ya da merkezde yapılarak şehir estetiğine katkı yapması gerekiyor. Hükümet konağının Kırkevlere yapılması halinde, adeta unutulmuş durumda olan Kırkevler sakinlerinin yaşadığı başta kanalizasyon sıkıntısı olmak üzere bir çok sorunu çözüme kavuşur. Ilgaz yönünden şehre girişte göze hoş gelecek bir yapı karşılamış olur. Yolcu taşımacılığı sektörü canlanır kanlanır. Fakat Çankırı’nın böylesi geniş bir araziyi sadece hükümet konağı olarak değerlendirmesi hata...

Milli şairimiz Mehmet Akif, 15 Ekim 1920 Cuma günü Çankırı’nın en büyük camisi olan ve halk arasında Büyük cami olarak bilinen, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı Ulu camiinde bir vaaz vermiştir. Mehmet Akif, ibadetten önce hürriyetin geldiğini ve hürriyet olmadan yapılan ibadetlerin kabul olmayacağını, kâfirin işgali altında olan halifenin de esir olduğu dolayısıyla gerçek halife olamayacağını, Yunanlılara ve kâfirlere karşı cihad bayrağını açan Mustafa Kemal etrafında toplanmak gerektiğini ısrarla vurgulamıştır. Mehmet Akif  vaazında şunları söylemiştir: “Muhterem Müslümanlar, Aziz Çankırılılar, Allah’a hamd u senalar olsun. Aylardan beri Cuma namazını kılmak fırsatını Çankırı’da buldum. İstanbul ve civarında kılamadım. Çünkü o yörelerde kâfirlerin bayrağı...